31 Temmuz 2012 Salı

Zihnimiz ve Biz


Biz kimiz? Hep o kafamızın içindeki duygu ve düşünceler miyiz? Zihnimizle biz bir miyiz? Zihin yani beyin diğer organlarımız gibidir. Bu dünyada bizim bir parçamız olan ve bize hizmet eden diğer organ ve hücrelerimiz gibidir. Zihin halen çözemediğimiz kadar güçlüdür ama asla zihnimiz ve biz bir değiliz... Kimin sürücü koltuğunda olduğu ise önemlidir. Duygu, düşünceler ve onları düzenleyen hormonlar tüm kontrolü ele geçirmiş durumda mıdır?

Zihnimiz, bedenin ve dolayısıyla kendinin öleceğini bilir ve onun için bu korku dolu bir olaydır. Ruhumuz ise ölümsüzdür. Çelişki ise burada yatar... Özellikle orta beyin duygu merkezidir, size "duygular" kimliğinde ele geçirip yine geçmiş veya gelecekte kalmak isteyecektir. Onun ayakta kalma şekli budur. Başka bir seçenek yoktur; zihin hiç bir zaman anda değildir.

İradenizle zihnimize cevap vermeme şansına sahibiz; fikirler, duygular; hepsi zihinseldir ve geçicidir... İrade üzerinde çalışabileceğimiz ve geliştirebileceğimiz bir özelliktir. Anında aksiyon almamak temel adımdır. Duygumuzu veya düşüncemizi 'bastırmadan' sadece gözlemlersek, hepsinin yatışacağını görürüz.


Yaratıcılık daima ruhumuz veya kimilerinin tabiriyle kalbimizden gelir. Tanrı her birimize ruhundan üflemiştir... Zihin bunu işler ve daha somut bir ürüne dönüştürür ama kaynak asla beyin değildir... Beynin kaynağı bilgi ve deneyimdir: Kaynağı her zaman eskidir ve yeni olamaz. 

Ancak zihin sessizleştiğinde, dingin bir hale geldiğinde sezgilerimiz ve yaratıcılığımız devreye girer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder