İnsanlar tarihler boyunca kafalarını güzel yapmak için
uğraşmışlar. Güzel ama bu ne demek?Kafanın güzel olması ne anlama geliyor? Türk
dil kurumunda böyle bir deyim yok, buna en kelime “uçmak” olabilir...
Uçmak: Keyif verici veya uyuşturucu madde aldıktan sonra kendinden geçmek (TDK)
Kendinden geçmek ise bilinci işlemez olmak olarak
açıklanıyor.
Sonuç olarak insanlar bilinçlerini kapatmak istiyorlar, bu da zihnin bilinçli kısım dediğimiz devamlı konuşan düşünceler üreten bilinçüstünün susması anlamına geliyor.
Sonuç olarak insanlar bilinçlerini kapatmak istiyorlar, bu da zihnin bilinçli kısım dediğimiz devamlı konuşan düşünceler üreten bilinçüstünün susması anlamına geliyor.
Tüm bu kafayı güzel yapan maddeler, alkol, bilinçsiz seks ve
bazı ilaçların amacı düşüncelerden kurtulmak.
Kendimizi çok zeki ve farklı zannettiren düşünce
kapasitesinden neden kurtulmak istiyoruz? Kafası güzel insanların çok yaratıcı
olduklarını görebiliyoruz. Bunlar Jim Morrison veya Kurt Cobain de olabiliyor, Einstein veya Leonardo da Vinci de olabiliyor...
Bize hizmet etmeyen düşünceler geçmişi (deneyimlerimiz ve
bilgilerimiz) kullanarak geleceği tahmin etmek için kullanır. Zihin yapısı
gereği bizi hayatta tutmaya çalıştığı için devamlı gelecekle ilgili
belirsizlikten dolayı endişe duyar ve geleceği mümkün mertebe kontrolü altına
almaya çalışır. Bu da bizi bir süre sonra yormaya başlar ve kafamızın başka bir
şekilde meşgul olmasını isteriz.
Aslında bunu isteyen bizim üst benliğimiz, kalbimiz veya
ruhumuzdur.
An’da kalmanın üstadı Eckhart Tolle (Şimdinin Gücü) bunu
şöyle açıklıyor:
“Ya düşüncelerin altına girersiniz ya da üstüne çıkarsınız.”
Dışarıdan aldıklarınla düşüncelerin altın girmekten kastı,
yapay da olsa bir mutluluk, bir yaratcılık gelir insana ama sonrasındaki
etkileri bağımlılıktır; hep daha fazlası istenir, beden yorulur, yorgunluk ve
depresyon olasıdır.
İçten gelen “düşüncelerin üzerine çıkmak” nasıl olacak?
Özümüzle nasıl bağlantılı olacağız? Kafamız güzel ama uyanık ve farkında
olacağımız sağlıklı ve devamlı bir duruma nasıl ulaşacağız?
Dopamin, endorfin ve serotonin gibi hormonları nasıl doğal yolla
salgılayacağız?
1.
Meditasyon
Bu düşüncelerin gelip gitmesine izin vererek, bir süre sonra zihnin
kendiliğinden sakinleşmesini sağlamaktır. Bu gözler kapalı lotus pozisyonunda
oturarak, derin bir kitaba konsantre olarak okumak, kendini vererek namaz
kılmak, gözlemlemeden ayrıma gitmeden doğayla başbaşa olmak... Bunların hepsi
zihninizi sakinleştirecek, o tek olana bağınızı artıracaktır.
Bu tip bir kafa güzelliğinde kontrol hala sizin elinizdedir, ne kadar
meditasyon yapacağınız da. Bedeninize zarar vermediğiniz gibi, sağlınızda artacaktır; kan dolaşımı normale
dönecek, stres seviyeniz azalacak...
2.
Nefes
Almak
Unuttuğumuz doğal nefes almayı hatırlayabilir miyiz? Çocukların altıkları
gibi göbekten sakin ama derin nefesler...
Aldığımız her tek nefes ayrı ayrı bizi
şifalandırıyor, temizliyor ve yaşam enerjisi veriyor. Nefessiz beden ne kadar canlı kalabiliyor? Nefes enejimizin
(Chi veya Prana) kaynağı. Derin nefesler sayesinde muazzam bir bilinç seviyesine çıkmak mümkün.
Derin nefesteki oksijen ile yine düşüncelerin üzerinde bir uçuşa geçebilirsiniz...
Derin nefesteki oksijen ile yine düşüncelerin üzerinde bir uçuşa geçebilirsiniz...
3. Yoga
Yapmak
Yoga birlik demek,
evrensel anlamda “kim olduğunu” tecrübe etmeye başladığımız anlamına gelir. Başka anlamlar ve etiketlemeler yapmadığınızda, anlaşılacağı gibi Yoga sizi zihni gözlemleyebileceğiniz, bedeninizle bağ kurabileceğiniz bir yolculuk
imkanı sunuyor. Yoga ile düşüncelerin üzerine çıkıp, hakikatin farkına varmak...
4.
Dans
Etmek
Ruhunuza hitap edecek bir müzikle vücudunuzu dans eder gibi hareket etmek sizi transa
benzer bir hale sokacaktır. Zihninizi serbest bırakıp bedenin dilediği gibi
hareket etmesine izin vermek burada önemli. Bu hareketler sayesinde normal şartlarda
hücum edecek adrenalin ve endorfin yerine bedeninizde serotonin hormonu
salgılanacak, bu da kafanızı güzelleştirecektir.
5.
Bilinçli
Cinsellik
Normal cinsellik sırasında uçtuğunuzu düşünebilirsiniz. Ancak bunun sebebi
anlık da olsa düşüncelerimizden, oluşturduğumuz kimlikten bir anlık da olsa
kurtulmuş olmak mı, yoksa karşındaki ilahi varlıkla bedenlerin ve dolayısıyla
öz benliklerin birleşmesi mi?
Aciliyet, şiddet, arzu mu hakim? Yoksa
hisler, doyum, sakinlik mi var? Farkındalık dolu, kendi ve karşıdaki bedeni,
ruhu hissettiğiniz bir cinsellikten aldığınız doyum farklı, uzun ve enerji
verici olacaktır...
Tüm bunlara uygun, yumuşak, özellikle sözsüz müzikler destek
olacaktır...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder