29 Eylül 2014 Pazartesi

The Square (Meydan)


Hiç bir ihtilalin bir kazananını olmamıştır...
Dünyadaki düalitenin azami seviye çıkıp olayların patlak vermesi ile başlayan şiddet ve gerginlik sonunda başka ayrımlarla, iki kutupluluk olarak kendini yaşam bulmuştur.

Belki de insanlık tarihinde savaşmadan özgürlüğünü ilan eden Gandhi’nin Hindistan’ı İngilizler’den kurtulduktan sonra kendi içlerinde Müslüman ve Hindu kavgasına düşmüş ve ülke ikiye ayrılmıştır.

İnsan zihninde başlayan (ben ve diğerleri) düalite kalıplaşmış eğitim ve düşünce yapıları ile kök salar. Bir’liği unutan kalp, zihnin yargılayıcı ve temelinde ayrım olan inanca yenik düşer... Ayrımın olduğu yerde, kutuplaşma kaçınılmazdır...
Kutuplaşma da şimşekleri oluşturur.


Oscar Ödülü’ne aday gösterilen Meydan filmi Mısır’da yaklaşık üç sene süren devrimin tüm detaylarını çarpıcı bir şekilde ortaya koyan bir film. Biraz film havasında da olsa, bu filme belgesel demek yerinde olur...


Maalesef politikanın çok büyük çoğunluğunda zihnin yarattığı oyunlar olduğu için daha fazla yorumda bulunmayı seçmiyor, son sözü Acıdan Mutluluğa kitabının yazarı Sri Prem Baba’ya bırakıyorum:
“Dışarıdaki vahşetin biteceğini bekleme: Bu bir illüzyon. Dünya her zaman seni bir savaşın içine davet edecektir. Asıl soru senin bunu kabul edip etmeyeceğindir. Orada bir tanımlama olmadan birileri ile irtibatta bulunmak her zaman mümkün olmaz. Bu başınıza geldiği zaman, kendinizi geride tutmaya izin verin; fakat bir noktada oraya dönmek zorunda kalacaksınız. Anahtar fedakarlık ederek onları mutlu etme isteğinizin derecesi. Bu yüksek düzeyde çalışarak cömert olmak ve sessizliğiniz paylaşmak ve diğerlerini sevmektir. Bunu yaptığınızı bilmeseler de veya bilinçli olarak bunu yapmanızı istemeseler de...  Ve en kötüsü bundan dolayı size öfke duysalar da...”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder