Zihnin en temel öğrenme şekli ikilemle oluşur; iyi ve kötü,
güzel ve çirkin, masum ve suçlu, doğru ve yanlış gibi... En önemli duyumuz olan
gözümüz kontrast ile algılar dünyayı. Düşüncelerimiz her zaman bu ikilemle ile
şartlanmış ve koşullanmıştır. Önce ailemiz, sonra da çevremiz, kültürümüz bize
doğruları ve yanlışları kodlamıştır. Biz de bunlara en uyumlu maskelerimizi takınır uyumlanırız. Uyumlanmayı reddedenler
ise başka maskeler takarlar... Deli maskesi, çılgın maskesi, umursamaz maskesi,
hayırsever maskesi... Maske iyi olarak nitelendirilse de fark etmez, maske
maskedir. İyi ve kötü olması bir tarafın seçilmiş olduğu gerçeğini değiştirmez.
Tarafsanız ikilemin bir parçası olursunuz.
Are you here filmi
yakın bir dostluğu konu olan sıradan bir komedi gibi dursa da derine
indiğinizde farklı rollere bürünmüş karakterleri kendilerini keşfetme
yolculuğunu konu almaktadır. Kendi deliliğe vurmuş Ben ve onun hava durumu sunucusu, çapkın arkadaşı Steve, bir araya gelip kafaları
çekerler. Bir gün Ben’in babası vefat eder ve miras için eve döndüklerinde
kendinden başka herkesi suçlayan ablası ve ilginç ve genç üvey annesi ile bir
araya gelirler.
Sopranos ve Mad Men’in yazarı Matthew Wiener hem
yazmış hem yönetmiş. Zach Galifianakis ve Owen Wilson oldukça başarılı
performans ortaya koymuşlar. Hangover
kadar sulu bir film olmasa da insanı güldüren bir komedi.
“Hayırseverliğin arkasına gizleniyor bir çoğumuz.”
“Dünya düşünmek için elverişli bir yer değil. Dışarıdaki havayı kokla. Mucizeler var orada.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder