4 Mart 2016 Cuma

Dadı – The Second Mother


Çalışan kadınların sayısı her geçen gün artıyor. Bu kadınlar evlenip çocuk sahibi olduktan sonra da çalışmayı seçebiliyorlar. ‘Kariyer de yaparım çocuk da!’ en başarılı sloganlardan biri haline geldi. Son 300,000 yıldır mağarada veya genellikle evde olan kadın artık, kocası ile beraber avlanmaya gidiyor. Ancak hala çocuğa güvenli bir mağara lazım... Bazen, ebeveynlerin anneleri, bazen kreşler ve maddi durumlar da yerindeyse tam zamanlı bakıcılar veya eskilerin tabiri ile dadılar...

Aslına bakılırsa çekirdek ailenin dışında bir kişinin aileye yardımcı olması evrimsel gelişime de uygun. İnsanoğlu sadece son 100 senedir bir evin içerisinde anne-baba-çocuk şeklinde yaşamaya çalışıyor. Tarihimizde hep kabile hayatı, kalabalık aileler, aşiretler mevcut. Bir çocuğa ortalama 20 kişinin elinin değdiği bir ortamda kimse ne kendi çocuğundan bunalır ne de çocuk ebeveynlerinden sıkılır. Hırvatlarda kuzenler birbirlerine ‘kardeşim’ diye
hitap edermiş.


Evin biraz kalabalık olması iyi güzel, ancak bu dadının rolü ne olmalı, nerede durmalı, nerede devreye girmeli? Bu konuda her üç grubun da algısını incelemek gerekir; dadı, ebeveynler ve çocuklar...

The Second Mother filminde olduğu gibi dadı anne gibi olmuş, baba bile dadıyı annesi yerine koymuş olabilir. Her türlü sevgiyi çocuğa sadece dadısı gösterirken, anne daha erkeksi ve iş-kolik bir karakter çiziyor. Dadı o kadar çocuğu benimsemiş ki kendi kızıyla bile öyle yakın bir ilişkisi yok... Bir gün dadının gerçek kızı üniversite sınavları için annesinin çalıştığı evde kalmaya başlar. Evin babası kıza asılırken, annesi ise kızıyla iletişim problemleri yaşar.


Filmde çok çarpıcı bir şekilde anne ve babalık görevlerinin dadıya bırakılmasından dolayı ortaya çıkan problemler ortaya seriliyor. Kızın hamile olduğunu öğrenen annesi bu sefer torununa bakmak için çalıştığı evi terk ediyor. Çok büyük ihtimalle kendi annesinden alamadığı sevgiyi başkalarından almaya çalışıyor. Bu baktığı çocuğun yerine başka bir çocuk koymaktan farklı bir durum değil. Hikayede ilginç olan ise erkeklerin yani babaların silik olması veya hiç ortada olmaması. Fabinho'nun babası da eşi ile ilgili değildir ve dadının kızına yakınlık gösterir, hatta onunla birlikte olmaya çalışır. Tüm sağlıksız bağlar birbiri ile örtüşmektedir...

Oysa babaların çocuk yetiştirmede önemli bir rolü vardır. Anne yapısı gereği endişelidir; bu da onu aşırı korumacı yapar. Çocuklar bebekliklerinde anneye bağlıdır ve güven içerisindedir. Büyümeye başladıklarında onlara hayatı gösterecek ve onları bu konuda cesaretlendirecek babaya ihtiyaç duyarlar. Baba bu rolü üstlenmediği zaman, filmdeki Fabinho gibi 18 yaşında bile dadınızla beraber uyuma ihtiyacı duyabilirsiniz.


Dadı kelimesinin sözlükteki anlamı: Evlerde çocuğa bakan kimse. Bakmak kelimesini ucu açık. Belki de doğru kelime yardımcı veya kolaylaştırıcı olmalı. Anne ve baba çalışıyorken çocuklara bakan, onlara anne-babasının yetiştirmek istediği tarzda davranan biri olarak davranabilir. Anne ve baba olduğunda ise son derece pasif bir tavra bürünüp, ebeveynler ile çocukların sağlıklı bağlar kurmasına müsaade etmeli; anne ve babalar da kendi sorumluluklarını üstlenmeli. Bu konuda kendi anne babamızdan aldıklarımız yeterli olmayabilir. Çeşitli kitaplar ve eğitimler aile sistemini daha iyi anlamamızı ve bakış açımızın değişmesini sağlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder