31 Ağustos 2016 Çarşamba

The Beat Beneath My Feet


Bazen geçmişe takılır kalırız; geçmişte olan olaylardan dolayı kendimizi kapatır, endişeli bir hale geliriz. Hem kendimizi, hem de sevdiklerimizi güvenli sandığımız bir alana hapsederiz. Sadece güvenli bildiğimiz şeylerin yapılmasını arzularız ya da sadece hiç bir şey yapmayız.

The Beat Beneath My Feet filminin iki kahramanı vardır: Tom, sadece annesi ile yaşayan bir gençtir. Steve ise, kendini dünyaya kapatmış eski bir rock yıldızıdır. Tom’un babası da müzikle uğraşmaktadır. Tom'un annesi kocası ile yaşadığı 9 yılın ardından, eşinden boşanmış ve Tom’un müzikle uğraşmasını istememektedir. Tom babası ile buluştuğunda zamanlarda, babası ona babalık yapamamaktadır çünkü babası küçük bir çocuk gibidir... Tom belki babasız olmaktan, belki de geçmişteki yaşadığı başka bir olaydan dolayı, ufak kesikler atarak kendine zarar vermektedir. Bilinçaltında, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü için veya kendini, bedenini hissetmek adına kendine zarar veriyor olabilir...


Gitar çalmak ise onun kendini ifade ettiği, ruhuna ulaşabildiği bir nefestir... Geçmiş ile barışıldığında, bizi hayatta tutan parçalarımız bize bazı hediyeler bırakır; Tom için, bu hediye gitar çalmaktır.

Öte yandan, Steve, büyük vergi borçlarından dolayı kimlik değiştirerek yaşamaktadır. Oğlunun, evlerinin havuzunda ölmesinden kendini sorumlu tutmaktadır. Ona göz kulak olmadığı için, oğlunun öldüğünü düşünür.

Tom ve Steve kendi zindanlarından çıkmak için karşılıklı anahtarlara sahiptirler. Tom, Steve’i zorlayarak ona gitar dersleri vermesine ikna eder. Annesinden gizli bir şekilde çalışmalar devam ederken, Steve ile Tom’un annesi arasında da bir şeyler çözülmeye başlar. Herkes kabuğunu kırmaya, hayata merhaba demeye hazırdır...


Filmin en güzel şarkılarından biri ise Prisoner – Tutsak’dır: 

Saklanamayız
Bütün hayatımız boyunca kaçıyorduk
Her saklanmaya çalıştığımızda
İçimizden bir parça ölüyor

Saklanamayız
İçimizdeki gerçeklikten
Hepimizin hayatı
Tuzağa düşürüldü ve yok sayıldı

Tutsak, tutsak, tutsak...

Zamanı geldi
Anahtarı bulmamız lazım
Birine ihtiyacımız var
Bizi özgür bırakacak birine

Evet zamanı geldi
Yardım eden eli tutmanın
Geçmişi özgür bırakmanın
Ve yeni bir başlangıç yapmanın

Özgürüz, özgürüz, özgürüz...

Steve: “Ben, benim gibi çalarsam, bu harika. Sen benim çalarsan, bir taklitçi, olursun.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder